Çerkeş'deki Yollar Bir An Önce Tamir Edilmeli

Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı 24. Dönem 4. Yasama Yılı 117. Birleşim

16/Temmuz/2014

16/Temmuz/2014

Memleketim Çankırı Çerkeş'te gerçekleşmiş olan dolu afetinden sonra yollarda, asfaltlarda çok ciddi problemler çıktı. Bu problemlerin hallolabilmesi için bir an önce Çerkeş'e afet programına alınarak ödenek yollanmasını talep ediyorum.

Kadıköy'ün Kurbağalıdere Izdırabı Ne Zaman Bitecek?

Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı 24. Dönem 4. Yasama Yılı 117. Birleşim

16/Temmuz/2014

16/Temmuz/2014

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Uzun yıllardır Kadıköy'ün en önemli sorunu olan Kurbağalıdere yıllar içinde İSKİ ve DSİ tarafından güya ıslah edilmiş ama yapılan her iş ve harcanan bütün paralar boşa gitmiştir. Şimdilerde yeniden bir ıslah çalışması yapılmaktadır ama yapılan iş, başlangıç planından uzaktır. Başlangıç planı hatalıdır, bunu İSKİ kabul etmiştir. Bu plan başladığından beri, inşaat başladığından beri Kadıköy'e on dakika bile yağmur yağmış olsa mutlaka ve mutlaka sel basmaktadır. Kadıköylüler bir an önce bu ıslahın ve bu planlamanın bitirilmesini istemektedir.

Ayrıca, yine Kadıköy'ün dört yıldır en büyük problemlerinden birisi Fikirtepe'deki kentsel dönüşümdür. Bu kentsel dönüşümdeki belirsizlik hâlâ devam etmektedir. Burada insanlar tedirgindir. Burası, Suriyelilerin bir barınma merkezi olmuştur. Esrar, eroin ve uyuşturucu gibi ne kadar problemli satış varsa burada yapılmaktadır. Onun için, bir an önce, buranın Hükûmet tarafından kontrol altına alınması gerektiğini düşünüyorum, müteahhitlerin de verdikleri sözleri yerine getirmesini istiyorum.

Teşekkür ederim.

İSKİ Suya Enflasyondan Fazla Zam Yaptı

Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı 24. Dönem 4. Yasama Yılı 109. Birleşim

26/Haziran/2014

26/Haziran/2014

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

İstanbul'da İSKi son üç yılda tüketici fiyat endeksi yüzde 26 arttığı hâlde vatandaşa sattığı suyun fiyatını yüzde 33 artırmıştır. Yani tüketici fiyat endeksinden yüzde 6-7 daha fazla satmaktadır.

Aynı şekilde, mübarek ramazanın yaklaştığı şu günlerde pide, kuru gıda ve et fiyatlarının da insafsızca arttığını görmekteyiz. Fakir halkın yanında olmamız gerektiğini düşünerek bu önlemlerin bir an önce alınmasını hatırlatıyorum.

Ayrıca, İstanbul'da susuzluğa karşı önlemin daha fazla zam olarak alınmaması gerektiğini düşünüyorum, daha başka önlemlerin alınması gerektiğini düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Öğüt.

Kristal-İş İşçilerinin Yanındayız

Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı 24. Dönem 4. Yasama Yılı 108. Birleşim

25/Haziran/2014

25/Haziran/2014

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Ben de buradan Türkiye'nin yüz akı Şişecam fabrikasında çalışan Kristal-İş üyesi sendikalı işçilerinin yanlarında olduğumuzu belirtmek istiyorum. Şişecamın bu anlaşmada mutlaka onların yanında destek olması gerektiğini düşünüyorum. Onlara verilmiş olan 93 kuruşluk komik zam talebinin de hemen geri çekilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü işçiler büyük bir şeyle boykot ederek onlara gerekli dersi veriyorlar, 93 kuruşu bulunduğu bankaya yatırıyorlar, “Bizim buna ihtiyacımız yok. Biz, asgari bir geçim istiyoruz, çoluk çocuğumuzla onurlu bir şekilde yaşamak istiyoruz.” diyorlar.

Kristal-İş üyelerini, işçilerini buradan selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Öğüt.

4+4+4'ten Sonra Okula Devam Etmeyen Öğrenci Sayısı 175 Bine Ulaştı

Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı 24. Dönem 4. Yasama Yılı 108. Birleşim

25/Haziran/2014

25/Haziran/2014

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Geçen yıl toplumdaki büyük itirazlara rağmen ısrarla geçirdiğiniz 4+4+4 yasasının olumsuz sonuçları ortaya çıkmaya başladı.

EĞİTİM SEN'in araştırmalarına göre ilkokulu bitirenlerin yüzde 80'ni orta kısma geçtiği hâlde 9 ve 10'uncu sınıfta okul terkleri hızlanıyor. Devam etmeyen öğrenci sayısı 175 bini bulmuş durumda. Ortaöğrenim zorunlu hâle gelmesine rağmen açık öğretim lisesindeki öğrenci sayısı 2012-2013 öğretim yılında 804 bine, 2013-2014 öğretim yılında da 901 bine çıktı, büyük bir sorun hâline gelmeye başladı. Görünüşte eğitim devam ediyor görünüyor.

Ayrıca, Kadıköy'de en son imam hatipleşme zincirine Yeşilbahar İlkokulu da katılmış durumda. Buraya Kadıköylülerin büyük itirazı var. Bunun tekrar Millî Eğitim Bakanlığı tarafından değerlendirilmesini istiyor Kadıköylüler. Bu anlamda, yeni bir imam hatip lazımsa bölgede herhangi bir alana imam hatip yapılabileceğini söylüyorlar.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Öğüt.

Kadıköylüler Kurbağalı Dere'nin Taşmasından Bıktı

Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı 24. Dönem 4. Yasama Yılı 107. Birleşim

24/Haziran/2014

24/Haziran/2014

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Kadıköy'de Kurbağalıdere iki haftada 3 kere taşmış, bölgedeki tüm parklar ve evlere su basmıştır, onlarca araç pert hâline gelmiştir, Kuşdili Parkı yok olma tehlikesindedir. Burada bilinçsiz bir şekilde bir düzenleme yapılmaktadır. Buranın bir an önce düzenlenmesi gerekip Kadıköy bu sıkıntıdan kurtulmalıdır.

İstanbul'da 450 Bin Kişinin Aile Hekimi Yok

Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı 24. Dönem 4. Yasama Yılı 107. Birleşim

24/Haziran/2014

24/Haziran/2014

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

İstanbul'da aile hekimlerinin boş olan 123 kadrosu için ilan verildi geçen hafta, fakat ancak 10 tanesi dolabildi. 10 müracaat var, geri kalan 113 aile hekimliğinin kadrosu boş. Bu 113 kişi burada 113 olarak belki algılanıyor olabilir ama 450 bin kişilik bir popülasyona bakıyor, 450 bin kişinin doktorluğunu yapıyor. Şu anda 450 bin kişinin koruma önlemleri alınmıyor, aşılama sistemine geçilmediği için 450 bin kişi korumasız durumda.

Sağlık ocağı basamağını bozar, tüm sistemin sıkıntısını aile hekimlerine yüklerseniz sistem her yerinden böyle patlayacaktır. Buna bir an önce önlem alınması gerekmektedir.

Kadıköy'deki Tarım İl Müdürlüğü İmara Açılmamalı, Arsası Yeşil Kalmalıdır

Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı 24. Dönem 4. Yasama Yılı 105. Birleşim

18/Haziran/2014

18/Haziran/2014

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

İstanbul'da 2 bin dönümlük 71 taşınmazın özelleştirilecek olmasıyla ilgili tebliğin 8 Mayıs'ta yürürlüğe girmesi büyük ve haklı tepkilere neden olmuştur. Özelleştirilecek yerler arasında sit ve arkeolojik alanlar, dere yatakları, yollar, yeşil alanlar, askerî bölgeler bulunmaktadır. Özellikle, Erenköy'deki Tarım İl Müdürlüğü binası ve arazinin özelleştirilme kapsamına alınması büyük bir vurgundur. Burası bölgenin en büyük yeşil alanıdır ve satışı hâlinde bu alan yapılaşmaya açılacaktır. Daha önceleri de araziyi imara açmak adına birçok adım atılmış ancak hukuken engellenmiştir. Kaldı ki Hükûmetin başı 2009 seçimleri öncesi Kadıköy'de yeşil alanların kalmadığını söylemiş, söz konusu arazinin yeşil alan yapacağını duyurmuştur.

Sata sata nefes alınacak alan bırakılmayan İstanbul'da, Erenköy'deki araziye göz dikilmesinin sebebi nedir? İlaveten, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Üsküdar'da devreye soktuğu yeni imar planı da büyük bir talandır. Acıbadem'deki tek parkın yapılaşmaya açılması Burhaniye-Altunizade arasındaki yeşil alanların boğaz yaşam merkezi adı altında yok edilmesi, Valide Bağ Korusu planları kabul edilemez niteliktedir.

Mevcut Okulların İmam-Hatiplere Dönüştürülme Gerekçesi Nedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı 24. Dönem 4. Yasama Yılı 104. Birleşim

17/Haziran/2014

17/Haziran/2014

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Bugün, İstanbul'un birçok semtinde yıllardır başarılı bir şekilde hizmet veren ve bölge halkının taleplerini karşılayan okullar, öğrenci ve velilerin talep ve tepkileri göz ardı edilerek birer birer imam hatibe dönüştürülmektedir.

Özellikle Üsküdar'da ve Kadıköy'de geçtiğimiz eğitim öğretim yılından beri imam hatip açığı olduğu söylenerek bu dönüşümler yapılmaktadır. Son olarak, Üsküdar'da mülkiyeti bedelsiz olarak ilkokul yapılmak üzere il özel idaresine devredilen ve “Ata 2 İlkokulu” olarak hizmete başlaması öngörülen orta okulun imam hatip ortaokulu olarak açılacağı dile getirilmiştir.

Yine İstanbul Üsküdar'da bulunan III. Selim İlköğretim Okulunun imam-hatip okuluna dönüştürüleceği kararı, öğrenci ve velilerin tepkisine neden olmuştur.

Geçen yıl, veli itirazlarına rağmen Kadıköy'de İntaş Lisesinde, Gözcübaba Lisesinde, Ahmet Sani Lisesinde de bu dönüşümler yapılmıştır.

Bu sebeple, mevcut okullar dönüştürülerek öğrencilerin ve ailelerinin düzeni bozulmaktadır. İmam-hatiplere ihtiyaç varsa neden yeni okullar yapılmamakta, mevcut okullar dönüştürülmektedir? Bunun, Millî Eğitim Bakanı tarafından cevaplandırılmasını istemekteyim.

Sanatçı Müsveddesi mi? Diktatör Müsveddesi mi?

Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı 24. Dönem 4. Yasama Yılı 100. Birleşim

10/Haziran/2014

10/Haziran/2014

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; bu kanun tasarısında yeniden düzeltme ihtiyacı doğmuş. "Kervan yolda düzülür." felsefesi devam etmekte. Bir HSYK Kanunu çıkartılıyor, tekrar düzeltiliyor, tekrar düzeltiliyor, bugün yeniden düzeltiliyor. Bu düzeltmelerle nereye kadar gidecek, onu da merak etmekteyiz. "Kervan yolda düzülecek." diye bir felsefeyi inatla Hükûmet devam ettiriyor.

Hükûmetin başı, her yerde olduğu gibi, havaalanı açılışında da düşman yaratmaya gine çalışmış. Havaalanına değil, yerine karşı olanlara; yola, köprüye değil, kuzey ormanlarının yok edilmesine karşı çıkanları kendi çapında küçümsemiş ve "Gezi zekâlılar" diyerek alçaltmaya çalışmış. Gezi'ye katılan 8 milyon kişinin, orantısız zekâ kullanarak Türkiye'de yarattığı sempatiyi aklınca anlayamamış, "Hadi, yoluma çıkın." diyerek arkasına aldığı on binlerce polisle tehdit etmeye başlamış yani kendisine yakışanı yapmış. Oysa, Gezi -kendisinin de söylediği gibi- sadece ağaç değil; Gezi, ezilenlerin, taşeron sistemine mahkûm edilenlerin, mezhep ayrımına karşı çıkanların tepkisidir, her yıl değişen lise ve üniversiteye giriş sınavlarına tepkidir, Türkiye'nin gerici bir eğitim sistemine doğru yönelmesine tepkidir, ihtiyaç olmadığı hâlde bütün okulların imam-hatipleştirilmesine ve ancak parası olanların iyi okullara gidebilmesine bir tepkidir.

Geçen hafta liseye giriş sistemi yeniden bu Hükûmetçe düzenlenmiş, altüst edilmiş, çocuklarımızın aklı yine karıştırılmıştır. Ülkenin birçok yerinde mahallelinin direnişine rağmen, normal okullar, ilkokullar arka arkaya imam-hatibe çevrilmeye çalışılmaktadır.

Gezi'de hayatını kaybedenlere, 1 Mayısta hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum. Onları saygıyla anıyorum. Balyoz'dan, Ergenekon'dan, zulümhanelerde zulüm çeken yurtseverler yeniden yargılama beklerken Hükümetin başı "Bizim suçumuz yok, kumpas var." derken Hükûmet bu hafta yeniden yargılama için formül bulamadıklarını açıklamış, tüm umutlarını tekrar tekrar yıkmıştır. Gezi, 1 Mayıs, Balyoz, KCK davalarında yargılananların mahkemelerde avukatlarıyla oturmaları ve iletişim kurmalarına izin verilmezken 65 milyon euro'luk metrobüs yolsuzluğundan yargılanan İstanbul Belediye Başkanı avukatlarıyla birlikte oturabilmektedir. Doğru olan budur ama sizin adaletiniz sanıklara göre değişebilmektedir. VIP yargılama dönemi bu olsa gerekmektedir. Sizin çifte standartlı adaletiniz işte budur. Size karşı çıkan herkesi suçlamakta ve aklınızla aşağılamaktasınız. Bakın, daha geçen haftalardaki "müftü müsveddesi" -müftümüz bize güzel cevap verdi- "sanatçı müsveddesi", "milletvekili müsveddesi" sizin sözleriniz. Size "diktatör müsveddesi", "bakan müsveddesi" diyenlere ne diyeceksiniz? "Sanatçı müsveddesi" dediklerinizden Hükûmetin başına bir cevap var, diyorlar ki: "Tayyip Erdoğan'ın sanata az çok bulaşmışlığı var. Belki şiir seviyor. Gençliğinde hatta kendisinin yazıp yönettiği bir tiyatro eserinde de oynamış. Yeteneklerini bu yönlerde geliştirmeye çalışsa ülkeye belki daha az zararı dokunurdu fakat kader onu siyasete sürüklemiş. Gerçi sanata ilgisini büsbütün yitirmediği görülüyor. Konuşmalarında arada bir şiir bilgisini ve zevkini sergilediğini görüyoruz. Tiyatroya ve sinemaya ilgisini geçenlerde yaptığı bir konuşmada 'Artist burada.' diyerek kendini işaret etmiş. Bir heykeli 'ucube' diye nitelemesi bu alanda da iddialı olduğunu göstermişti fakat kendisine karşı olan sanatçılara 'müsvedde' demesini nasıl açıklayacağız? Amacı sanatsal bir değerlendirme mi, yoksa hakaret mi? Sanatsal değerlendirmeyse bunu hangi ölçülere göre, hangi yetkiyle yapıyor? Hakaretse acaba karşısındakilerin görüşlerini eleştirmek yerine sanatçı kişiliklerine niye saldırıyor? Sanat ve sanatçı konusunda bir yetinmezlik, bir kıskançlık duygusu mu var? Eğer öyleyse, rahat olsun; siyasette bugünkü konumunu kaybettikten sonra tıpkı Kenan Evren gibi sanata soyunarak istediği sanat alanında ürün vermeyi deneyebilir. Hatta bu işten iyi para da kazanabilir. Örneğin amatör bir ressam olan Hitler'in tablolarının çok iyi para ettiğini biliyoruz. Irak celladı Bush da yine bir süre önce böyle bir deneme yaparak para kazandı. Şimdi ya da düştükten sonra çıkaracağı bir şiir kitabının milyonlarca satacağından kuşku yok. Biz 'sanatçı müsveddeleri'nce Başbakana ilişkin olarak asıl sorun, onun şu andaki konumunda müsvedde olup olmamasıdır." Sanatçıların verdiği cevap bu.

Türkiye'de kimseyi aşağılamaya kimsenin gücü yetmez diye düşünüyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Tasarım ve kodlama Şansal KANTARCI, 2013